Tasarımcı Şansım Adalı’nın hayat felsefesi ‘nasıl bulduysan öyle bırak”. Hem koleksiyonlarında hem hayatında ‘organik’ yaşamayı seviyor. Tüllere ve fırfırlara tutkun. Tül transparanlığı onun için giyen kişinin yansımasını, büyük formlar ve fırfırlar ise gücünü temsil ediyor.
Sudi Etuz markasının yaratıcısı Şansım Adalı, geçtiğimiz aylarda yapılan Fashion Week Istanbul’da, köklerine gidip Adana’nın Anavarza Efsanesi’ni koleksiyon olarak bizlere sundu. Tasarımcı, pandemi sonrası insanların tüketim konusunda daha da bilinçlendiğine inanmak istiyor.
FWI 22’de sunduğunuz koleksiyonda bu kez Adana’ya yolculuk yaptınız. Son olarak Asya’daydınız. Sizi doğduğunuz topraklara koleksiyon hazırlamaya götüren etken neydi?
Lokali globalde kreatif şekilde tanıtmak moda performanslarımın hep odak noktasındaydı. Çiçek Pasajı, Unkapanı Plakçılar Çarşısı, Şarkhan’ın ardından Anavarza ile taçlanan sunumlarımız benim için çok çok özel. Anavarza, Adana Çukurova’nın yakın geçümişteki arkeolojik keşiflerinin dünyaya çok önemli bir mirası. Arkeolog arkadaşlarımdan bu mirasın keşif çalışmalarının ilerlediğini duyduğum anda müthiş bir heyecanla tarihini araştırmaya ve koleksiyona yansıtmaya karar verdim.
Anavarza Efsanesi geçmişte, sizin koleksiyonunuz ise bugünde hayat buluyor. Koleksiyonunuzu giyenler ne hissedecek? Neyi amaçladınız bu koleksiyonla?
Bir Adanalı olarak, doğduğum toprakları ve bu dokuyu kendi çalışmalarımla buluşturup en çağdaş tanıtımını gerçekleştirmek yeni koleksiyonumun hedefi oldu. Hikâyemiz, efsanenin geçtiği Anavarza Kalesi’ni günümüz Adana’sında görerek, geçmişle bugün, gerçekle simülasyon arasında bir panorama sunuyor. Arka plandaki tarihsel mekanlar ve Adana urban hayatına göndermelerle bir tür füzyon yaratılan filmin hikâyesinde, aşk ile çatışma unsurları epik bir formda işleniyor ve hissediliyor.
Şansım Adalı’yla röportajımızın tamamı Kasım sayımızda. Kasım sayımızı, DERGİ başlığında altında bulabilirsiniz.
