Yazar: Olcay Meşe
‘İçimizdeki doğal iyileşme gücü; iyi bir yaşam için en önemli kaynaktır…’’ demiş Hipokrat…En eski çağlardaki kadim öğretilerden gelen bu ‘ruh- beden’ bütünlüğü ve onu muhafaza edebilme kavramı günümüzde ‘wellness’ çatısı altında toplanmıştır.
İyi ve sağlıklı bir yaşam olarak da adlandırılabilen wellness, kişinin hayatındaki stresi yönetebilmesi için iyi bir destek sistemine sahip olması, duygularıyla başa çıkarak hayatında ki dengeyi kurma başarısıdır. Bunun ilk adımı da sağlıklı bir fiziksel bedene sahip olmaktır. Fiziksel sağlığın ruhsal sağlık üzerindeki kanıksanamaz etkisi, bizim akıp giden ve tıkanmayan bir enerjiyle en iyi potansiyelimize ulaşmamızı sağlayacaktır. Bu sistemdeki tıkanıkları açmak ve bozulan fiziksel sağlığı düzeltmek, bizi wellness çatısı altında tutacağı gibi dengeli bir yaşamın da anahtarını sunacaktır. Burada bu bütünsel iyilik halini korumak için kendimize yaptığımız yatırımlardan ziyade (spor yapmak, sağlıklı beslenmek, zararlı alışkanlıklardan uzak durmak vs ); ‘Zorlandığımız durumları nasıl çözebiliriz?’ Hakkında konuşmayı yeğlerim.
Uluslararası bir dijital platformun ses getiren dizilerinden biri olan ‘Emily in Paris’i izlemişsinizdir. Geçtiğimiz aylarda yayınlanan son sezonunda ‘Mc Donalds’ övgüye değer bir reklam stratejisi ile adından epeyce söz ettirdi. Ürün yerleştirme adı altında, Paris’in tüm billboardlarını ‘My Baguette’lerle süsledi. Fransa pazarıyla ve oranın yeme içme kültürüyle pek barışık olamayan ünlü fastfood zincirinin başarısı bize de ilham vermedi değil. Peki reklam dünyasının bu sihirli stratejisini kendi yaşamımızda kullansak nasıl olurdu, hiç düşündünüz mü? Bilindiği üzere fiziksel bedenin sağlığını korumak için sağlıklı bir beslenme kültürü yaratmak gerekir. Bu kültürü yaratmanın en zor yanıysa, bu disiplin için gerekli motivasyonu sağlayabilmektir. Bu motivasyonu sağlamada ‘ürün yerleştirme’yi kullanırsak neler olur, gelin hep birlikte bakalım. İlk olarak stratejinin üç ana kuralından yola çıkmamız gerek:
-Bana ait, beni anlatıyor, benim kültürümden…
-Sınırlarını esnetebiliyor ve gerektiğinde benimle uyum sağlıyor…
-En özel anımda yanımda ve bana hissettirdiği duygular çok güzel…
Yukarıdaki üç ana tema içine neyi koyarsanız koyun işleyecektir. Örneğin sağlıklı atıştırmalık alışkanlığı kazanabilmek için (granola vs ) ilk olarak onu günlük rutinimizin içinde görebileceğimiz (ev, araba, ofis vs ) fakat bizi rahatsız etmeyecek bir yerde göz önünde tutmamız gerekecektir. Buna onu en sevdiğimiz tabağa ya da kaba koymayı ekleyebiliriz.
İkinci olarak sağlıklı atıştırmalıklarımıza bizim küçük kaçamaklarımızdan birer parça eklemek olacaktır. (bir parça çikolata gibi) Ne demişler, “Bir şeyi zararlı kılan, onun dozudur…’’
Sonuncusu ise sağlıklı atıştırmalığı yediğiniz ‘an’ olacaktır. Uzmanlar yemek porsiyonlarımızı hazırlarken aç olmamaya özen göstermemizi söylerler. Biz de bundan hareketle hazırladığımız ve günlük rutinimizde göz önünde tuttuğumuz atıştırmalığımızı, keyifli bir an yaratarak yemeye dikkat etmeliyiz. Kahvaltının mutlulukla, kahvenin hatırla ilişkisinden yola çıkarak beslenme rutinimize güzel anılarımızı dahil edebiliriz. Tüm bunların sizde yarattığı sağlıklı ışıltıyı çok geçmeden fark edeceksiniz.
Foto; Jeremy Thomas (Unsplash)